Öğretici bir direniş yılı

0
182
                    <strong>Selahattin ERDEM</strong> <br /> Miladi 2021 yılının son günlerini yaşıyoruz. Yılın son ayının son günleri de yakın tarihte yaşanmış katliamlarla dolu.

19-24 Aralık 1978’de tarihi Maraş katliamı yaşanmıştı. Maraş’ta Alevi Kürtlük katliamla yok edilmek istenmişti. Yani Fırat’ın batısını Kürtsüzleştirme planı katliamla yürütülmüştü. Tıpkı 26 Ağustos 2016’da Cerablus, Bab ve daha sonra Efrîn’i Kürtsüzleştirmeyi öngören saldırılar gibi. Maraş katliamı sırasında Ecevit başbakandı. Bab ve Efrîn işgali zamanında ise yönetimde Tayyip Erdoğan vardı. Yönetim fark etmiyor, devlet hükmünü icra ediyordu.

19 Aralık 2000’de tarihi zindan katliamı yaşandı. Türkiye’de açlık grevleri bahane edilerek onlarca devrimci tutsak cayır cayır yakıldı, yüzlercesi katledildi.

Tuhaf bir benzerlik olacak ama o zaman da Ecevit başbakandı. Maraş katliamını gerçekleştiren MHP, zindan katliamı sırasında da hükümet ortağıydı. Cezaevlerinden grup grup cesetler çıkartıldı. Şimdi Tayyip Erdoğan yönetimi altında da benzer durumlar yaşanıyor, zindanlardan devrimci tutsakların cenazeleri çıkıyor.

Burada yer vermemiz gereken son katliam şüphesiz Roboskî katliamıdır. Roboskî katliamının onuncu yılı doluyor. Tayyip Erdoğan’ın doğrudan emriyle gerçekleştirilen bir katliam olduğu biliniyor.

Burada unutulmayan şey, çoğu çocuk olan Roboskîli 34 kişinin uçakla katledilmiş bedenlerinin katır kervanıyla taşınmasıdır. Ne Kürtler ve ne de insanlık bu görüntüyü unutabilir. Çünkü egemen dünya gerçeği ve Türkiye’deki Kürt düşmanlığı bakımından son derece öğreticiydi.

Görülüyor ki Türkiye ve Kürdistan birer katliam ülkesi. TC ismiyle somutlaşan egemen yapılanma topluma katliam dışında bir şey vermiyor.

Şimdi bu katliamları hatırlayarak ve katliam şehitlerini anarak 2021 yılını tamamlıyoruz ve 2022 yılına girmeye hazırlanıyoruz. Egemen devlet ve hükümet cephesinde değişen yeni bir şey olmadığını da açıkça görüyoruz. Çünkü yine zindanlarda katliam var, yine Kürdistan doğası ve toplumu katlediliyor.

Modernitenin kendisi hastalıktır

Açık ki 2021 yılı dünya açısından epeyce öğretici geçti. Yaşanan olaylar şahsında kapitalist modernite hastalıklarını bir bir gördük. Yaşanan tahripkâr yağışlar ve esasta görülen kuraklık doğa dengesinin ne kadar bozulmuş olduğunu bize açık bir biçimde gösterdi.

Kendini tekrar tekrar üreten koronavirüs mikrobu can almaya devam etti. Bunun bir biyolojik saldırı olduğu artık aklı başında herkes tarafından anlaşıldı. Acaba söz konusu koronavirüs saldırısından kapitalist tekeller ne kadar kâr etti? Artık bu sorunun cevabını arama ve dolayısıyla koronavirüsü daha doğru anlama zamanı gelmiştir.

Dünyanın kapitalist cephesinde yeni bir şey yok. Azami kâr hırsı ve bundan kaynaklanan tahripkâr saldırılar devam ediyor. Bu temelde üçüncü dünya savaşı yayılarak sürüyor. Belki çelişki ve çatışma odaklarında bazı değişiklikler oluyor, fakat işin özünde hiçbir şey değişmiyor.

Söz konusu saldırılara en çok maruz kalanlardan doğa kendi dilinde uyarısını yaparken, kadınlar da özgürlük bilincini ve eylemini her geçen gün geliştiriyor. 2021 yılında da yaşadığımız gerçekler bunlar oldu. Dünyada kadın özgürlük mücadelesinin gelişeceği ve kapitalist modernite sistemine karşı tüm ezilenleri birleştiren öncü mücadele haline geleceği açıkça görüldü.

Kuşkusuz Ortadoğu’da yaşananlar çok daha önemli ve öğretici. 2021 yılı Ortadoğu’da işlerin ABD stratejisine göre gitmediğini bize açık bir biçimde gösterdi. Bu durumu Afganistan, Irak, Suriye ve hatta Libya olaylarında açıkça gördük. Belli ki ABD ne eskiyi sürdürebiliyor ve ne de kayda değer yeni değişiklikler yapabiliyor. Bu da işbirlikçi kesimleri daha çok zora ve sıkıntıya sokuyor. Belli ki Ortadoğu’da savaş devam edecek, ancak bunda Ortadoğulu güçler çok daha etkili hale gelecek.

ABD ve TC’nin özgür Kürt’ü tasfiye planı

Elbette biz Kürdistan üzerindeki savaşa daha çok dikkat çekmeliyiz. Belli ki ABD öncülüğündeki sistemin Kürt işbirlikçiliğini besleyip geliştirme ve ona dayanma politikası ile TC sisteminin Kürtlüğü tümden yok etmeyi ifade eden soykırım politikası 2021 yılında çok daha açık hale geldi. Aynı zamanda her iki gücün Kürt özgürlük hareketi PKK’ye karşı ittifak halinde saldırı yürüttüklerini de gördük. Bu saldırı Garê ile başladı ve Metina, Zap ve Avaşin’in işgali ile devam etti.

AKP-MHP faşizminin iddiası, 2020-2021 kışının PKK’nin gördüğü son kış olacağı biçimindeydi. Gerçekten bu temelde de topyekûn bir imha saldırısı yürüttü. Saldırı en başta İmralı’da, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında tecrit ve işkenceyi daha da ağırlaştırma biçiminde sürdü. Zindanlarda işkence ve katliamları ortaya çıkarma biçiminde oldu. HDP’yi kapatma dahil, demokratik siyaset üzerinde her türlü baskı ve terör uygulandı. Kürt halkı, kadınları ve gençleri üzerindeki imhacı saldırılar taciz ve tecavüze kadar vardırıldı. Saldırılar Rojava, Şengal ve Başûr’a işgal hareketleri biçiminde sürdü. Her yerde MİT marifetleriyle komplo ve provokasyonlar yıl boyunca uygulandı.

Kuşkusuz söz konusu saldırıların sıklet merkezi gerillaya yönelik imha amaçlı olanlardı. Bu saldırılar tüm Bakurê Kürdistan’ı kapsadığı gibi, ağırlık noktasını Medya Savunma Alanları oluşturdu. Şubat’ta Garê’den başlatılan söz konusu saldırılar, 23 Nisan’dan itibaren Metîna, Zap ve Avaşîn’e dönük işgal saldırıları biçiminde sürdürüldü. Şimdi sekiz ayını doldurmakta olan söz konusu saldırılarda AKP-MHP faşizmi kimyasal silaha varana dek her şeyi kullandı. Tüm gücünü seferber etti ve Türkiye’nin geleceğini bile para karşılığında sattı.

‘AKP’nin göreceği son kış olacak’

2021 yılını tamamlarken ve söz konusu saldırılar dokuzuncu ayına girerken, yıl başında AKP-MHP faşizminin imhacı iddiasına cevabı YJA-Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlik verdi. Yürütülen direnişle PKK’nin dimdik ayakta olduğunu belirten Zozan Çewlik, esasta 2021-2022 kışının AKP-MHP faşizminin göreceği son kış olacağını ifade etti. Çünkü 2021 yılında PKK ve Kürtler gerçekten topyekûn olarak direndiler.

Her türlü tecrit ve işkenceye karşı en büyük direniş kuşkusuz İmralı’da yaşandı. Dört parça Kürdistan’da ve yurtdışında başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm Kürt halkı ve dostları direndi. Kuşkusuz en büyük direnişlerden biri gerilla cephesinde yaşandı.

Gerçekten de 2021 yılında bu iddiaya denk bir gerilla direnişi yürütüldü. Başta şubat ayı ortasında AKP-MHP faşizminin Garê’ye dönük saldırısı tarihi bir yenilgiye uğratıldı. KDP destekli yürütülen Garê saldırısına karşı gerillanın gösterdiği direniş ve kazandığı zafer gerçekten de tarihiydi.

Böylece yıllık pratiğe AKP-MHP faşizmi yenilgiyle PKK ise zaferle başlamış oldu. Dahası ortaya çıkardığı karar ve plan düzeyiyle 2021 yılına Kürdistan Özgürlük Hareketi çok ciddi bir hazırlıkla girdi.

23 Nisan’dan itibaren başlatılan Metîna, Zap ve Avaşîn işgaline karşı ise Kürdistan Özgürlük Gerillası tarihin en önemli ve anlamlı direnişlerinden birini sergiledi. Zendura, Mam Reşo, Tepe Sor ve Werxelê gibi alanlarda gösterilen kahramanca direnişler gerçekten de destansıydı.

Fedai çizgisinde yürütülen bu destansı direniş, büyük şehitler verme pasına da olsa düşman işgaline geçit vermedi ve işgalci düşmana ağır darbeler vurdu. Şubat’ta Garê’de başlayan zafer, 23 Nisan’dan sonra Metîna, Zap ve Avaşîn zaferleri biçiminde sürdü. Bu tarihi kahramanlık direnişidir ki, AKP-MHP faşizminin bütün hesap ve planlarını bozdu.

Direnişin öğrettikleri ile yeni yıla giriliyor

Kuşkusuz 2021 yılında dünyada yaşanan olaylar öğretici olduğu gibi, özellikle de Kürdistan’da yaşanan tarihi direniş öğretici oldu. Şimdi gerilla ve halk bu direnişin büyük derslerini çıkartıyor, olumlu ve olumsuz, yeterli ve yetersiz yanlarını ortaya koyuyor. 2022 yılı mücadelesine işte bu dersler temelinde hazırlanıyor. Bu temelde de yeni yılda daha güçlü savaşıp daha büyük kazanacağı anlaşılıyor. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz