IRIB televizyon kanalına göre İran Cumhurbaşkanı, 7 Temmuz’a kadar sözler tutulmazsa Arak reaktöründeki faaliyetlerin yeniden başlayacağı ve uranyumun yüze 3,67 oranında zenginleştirileceğini açıkladı.
Ruhani, imzacı diğer ülkeler 2015 anlaşmasına uyarsa, İran’ın da anlaşma kapsamındaki taahhütlerine uymaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Mayıs 2018’te nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesi ardından, anlaşmanın geleceği tehlikeye girdi.
İran yönetimi de, Trump’ın kararından bir yıl sonra 8 Mayıs’ta bazı taahhütlerini askıya aldı.
Tahran son olarak bu hafta, düşük oranda zenginleştirilmiş uranyum stokunu, anlaşmada belirlenen sınırın üstüne çıkardıklarını açıkladı.
Anlaşmanın Avrupalı imzacıları olan Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık, “son derece kaygı verici” olduğunu belirterek, İran’ı anlaşma dahilinde kalmaya çağırdı.
Arak ağır su reaktörünün aktifleştirilmesi, askeri amaçlı plütonyum üretimi ve anlaşmada belirlenen uranyum düzeylerinin üzerine çıkarılması anlamına geliyor.
Bu adım, ABD-İran geriliminde yeni bir aşamayı ifade etse de İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Mayıs ayı başında alınan tedbirlerin nükleer anlaşmaya zarar vermek için değil, aksine korumaya yönelik olduğunu savundu.
ANLAŞMAYA GERİ DÖNMEK BİR SAAT İÇİNDE MÜMKÜN
Ruhani, “Eğer İran harekete geçmezse, bu anlaşma bir kenara atılır” dedi.
Ruhani, ayrıca İran’ın bir saat içerisinde 2015 anlaşmasının öngördüğü sınırlar içerisine geri dönebileceği konusunda da güvence verdi.
Nükleer anlaşma 2015 yılında Viyana’da P5+1 (ABD, Rusya, Çin, Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya) ile İran arasında imzalanmıştı.
Tahran yönetimi, Avrupalılar başta olmak üzere anlaşmada imzası bulunan güçlerin ABD’nin yaptırımlarına karşı İran’ı korumak için somut tedbirler almasını istiyor.
