HDP Ekolojiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Murat Çepni, Türkiye’de son günlerde yaşanan sel felaketlerine ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “Dün Bodrum’da, bir önceki gün ise Edirne’de yaşanan sel felaketinde bir yurttaşımız can verirken, birçok yurttaşımız da büyük bir maddi kayıplar yaşadı. Edirne’de dere ve nehirlerin taşmasıyla birlikte büyük maddi hasarlar yaşandı. Turizm yatırımı adına ormanları yok edilen, aşırı ve plansız yapılaşmaya mahkum edilen Bodrum’da ilçe merkezinin yanı sıra çevre mahallelerde de yollar dereye döndü” hatırlatması yapıldı.
‘SUÇLU OLAN İKLİM KRİZİ DEĞİL’
Hükûmet yetkililerinin, suçu doğaya atmaya çalıştığına vurgu yapan Çepni, şöyle devam etti:
“Oysa zaten küresel olarak yaşanan iklim krizinin doğrudan sonucu hava durumunun normal olmayan, ani, hızlı ve aşırı değişimidir. Suçlu olan ‘iklim krizi’ değildir. Suçlu, hem iklim krizini yaratan, doğaya düşman, ama betona ve asfalta sevdalı, hem de iklim krizine rağmen hala doğa düşmanı politikaları sürdüren hükûmetler, belediyeler, şirketlerdir.
İnşaat şirketlerinin karlarını katlamalarından başka bir amacı olmayan, kentleri şantiyeye çeviren; Kuzey Ormanları gibi Marmara’nın, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ormanlarını maden, otoyol, havaalanı, turizm yatırımı ve benzeri için talana açıp, yokoluşa sürükleyen hükûmet, hem iklim suçu hem de kent suçu işlemeye her şeye rağmen devam ediyor.”
‘DOĞAYI PARAYA ÇEVİRMEYE ÇALIŞAN ZİHNİYET!’
Çepni, doğayı paraya çevirmeye çalışan bu zihniyetten kurtulamadıkça, ormanları, dereleri, kıyıları, suları özgür bırakmadıkça, afetler ve felaketler yaşanacağını vurguladı.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Murat Çepni, açıklamasının sonunda şöyle dedi:
“Hükümet, sel felaketinin yaşandığı yerlerdeki yurttaşlarımızın zararlarını derhal karşılamalıdır. Hükümet, doğal olayların felaketle sonuçlanmasına neden olan, rantçı, plansız, kamu yararına aykırı politikalarından vazgeçmelidir. Altyapı, imar ve diğer bütün politikalarında iklim krizinin nedenlerini ve sonuçlarını gidermeyi temel ilke olarak benimsemelidir.”