31 Mart 2019 yerel seçimlerinde 65 belediye kazanan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) elinde bugün sadece altı belediye kaldı. HDP’li belediyelere kayyum atayarak bu belediyelerin terörle bağlantısını kestiğini savunan iktidar, Gara’da PKK tarafından 13 Türk vatandaşının öldürülmesinin ardından ise HDP’ye yönelik terör suçlamalarını sertleştirmiş durumda.
Gara operasyonundan sonra HDP’nin kapatılmasına dönük çağrısını yineleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ise AKP’den parti kapatmasının iktidara zarar vereceği gerekçesiyle henüz yeşil ışık yakılmadı. Ama basına yansıyan haberlere göre bu konuda çeşitli formüller üzerinde de duruluyor. Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alan habere göre hükümet HDP’nin kapatılması yönünde bir anayasa değişikliğini gündeme getirmek istiyor. Haberde, mevcut anayasada yer alan “Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz” ifadesinin değiştirilmesini ve böylece partinin daha sonra başka bir isim altında kurulmasını da engellemeyi planladığı belirtiliyor.
Gara gerilimi yargıya da yansıdı
Öte yandan AKP ile HDP arasındaki Gara gerilimi yargıya da yansımış durumda. Hükümetin Gara operasyonunu sorgulayan, siyaset kurumu işletilerek aslında 13 Türk vatandaşının kurtarılabileceğini savunan HDP’li vekiller Hüda Kaya ile Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında soruşturma başlatıldı.
Yargıtay 16. Dairesi HDP’li Gergerlioğlu’na “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasını onadı. Kararın TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşecek. Yargıtay kararını “siyasi” olarak niteleyen Gergerlioğlu ise “İnsan hakları mücadelem cezalandırılmaya çalışılıyor” diyerek Yargıtay kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Gara’ya gittiğini iddia ettiği HDP’li Dirayet Dilan Taşdemir hakkında da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla soruşturma açtı. Soylu, Taşdemir’den sonra da HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’a yöneldi. HDP’ye “terör örgütü partisi” diyen Soylu, Buldan’ı PKK yöneticisi Murat Karayılan’la gösteren fotoğrafları iktidar yanlısı yayınlarıyla bilinen bir televizyonda kamuoyuna sundu. HDP yönetimi ise fotoğrafların AKP ile HDP’nin Kürt sorununa çözüm bulmak için 2013-2015 yılları arasında birlikte yürüttükleri ve adına “çözüm süreci” dedikleri döneme ait olduğunu söylüyor.
<p>Dicle Üniversitesi'nden Doç. Vahap Coşkun </p> "Her şeyden haberi olan hükümet" <p>Çözüm sürecinin "akil adamları"ndan Dicle Üniversitesi'nden Doç. Vahap Coşkun da çözüm sürecinde kimlerin İmralı'ya ya da Kandil'e gideceğinden, görüşmelerde nasıl bir strateji izleneceğine kadar her konunun hükümetin bilgisinde kararlaştırılıp gerçekleştirildiğine dikkat çekiyor.</p> <p>Tartışmaları DW Türkçe'ye değerlendiren Coşkun, "O süre içerisinde milletvekillerinden veya HDP yöneticilerinden herhangi bir tanesi İmralı'ya da gitmişse veya Kandil'e gidip görüşmüşse bundan hükümetin haberdar olmamasının imkanı yok. Hiç kuşkusuz gerek başbakanlığı döneminde, gerek Cumhurbaşkanlığı döneminde bu siyasetin yürütülmesinde Sayın Erdoğan’ın doğrudan dahli, doğrudan bilgisi var" diye sözlerini sürdürüyor. Bir çözüm süreci başlatılıp HDP ile birlikte yürütülmesinin bir devlet politikası olduğuna işaret eden Coşkun, Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan sivil toplum örgütlerine kadar herkesin bu politikanın içinde olduğunu da belirtiyor.</p> <p>"Neden bugün bu miras reddediliyor? Bunun sebebi çözüm sürecinin başarısız bitmesi, çözüm sürecinden sonraki dönemde o sürecin tamamen ortadan bırakılması" diyen Coşkun, bugün iktidarın HDP'lilerle PKK yöneticilerini aynı karede gösteren fotoğrafları kamuoyuyla paylaşmasının çok da bir anlamı olmadığını düşünüyor.</p> "AKP, HDP'yi baraj altına çekmeye çalışıyor" <p>Peki AKP-MHP ortaklığından kurulu Cumhur İttifakı neden HDP'yi baskılamaya çalışıyor? Sabancı Üniversitesi'nden siyaset bilimci Berk Esen, HDP'nin yüzde 10 seçim barajını ilk aştığı 2015 parlamento seçimlerini hatırlatıyor.</p> <p>HDP 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 13,1 oy almış, 1 Kasım 2015'te tekrarlanan seçimde de oy oranını yüzde 10,76'da tutmayı başarmıştı.</p> <p>© Deutsche Welle Türkçe<br /></p>