Dünyadaki karbon emisyonlarının neredeyse üçte birinden sorumlu olan Çin, 2060 yılına kadar karbon nötralitesine ulaşmayı hedefliyor. Karbon piyasasının açılması da bu hedefe ulaşmanın adımlarından biri olarak öne sürülüyor.
İsviçreli RTS televizyonuna göre EPFL’nin Kentsel Ekonomi ve Çevre Laboratuvarı’nda bilimsel işbirliğinde bulunan Marc Vielle, “Bu iklim politikasının etkinliği hakkında fazla şüphe yok” dedi.
Vielle, “Bu onların kendi çıkarınadır; kirliliği ve bu kirliliğin maliyetlerini azaltmak gerekiyor, ama aynı zamanda Çin küresel olarak satış yapmaya devam etmek istiyorsa, CO2 emisyonları açısından da bu erdeme ulaşması gerekiyor” diye ekledi.
Dünyanın en büyük karbon piyasası, mevcut durumda sadece enerji sektöründeki şirketleri ilgilendiriyor.
Bu çerçevede emisyon kotaları belirlenecek ve şirketler kendilerine tahsis edilen hakların satın alabilecek ya da satabilecek.
Çin karbon emisyonlarının yüzde 40’ını temsil ettiği için böyle bir mekanizmanın önemli katkısı olacağı düşünülüyor. Verimlilik aynı zamanda karbon fiyatına da bağlı olacak.
Cenevre Üniversitesi araştırmacısı ve çevre ekonomisi uzmanı Andrade de Sa, “Şimdiye kadar, ilk izin tahsisi oldukça cömert görünüyor, bu nedenle fiyat en azından bu yıl için çok yüksek olmayacak” diye belirtiyor.
Andrade de Sa, “Ancak hiçbir şey, düzenleyicinin sonraki yıllar için dolaşımdaki izinlerin miktarını azaltmasını ve böylece fiyatı yükseltmesini engellemiyor” ifadelerini kullanıyor.
Karbon piyasaları genellikle kademeli olarak kuruluyor: Avrupa örneğinde olduğu gibi, daha fazla ilgili endüstri ve giderek daha az izin tahsisi.