Elam Krallığı’nın 4400 yıllık tamamen fonetik yazısı

0
42

Elam Krallığı’na ait bu çizgi yazısı 4400 yıl öncesine dayanıyor. Yazı çok kısa bir süre önce deşifre edildi. Yazım tarihine geçen Elam çizgi yazısı, bir asrı aşkındır çözülemiyordu.

En son 1950 yılında eski bir yazı deşifre edilebilmişti. O da antik bir grek formu olan Linear B olarak biliniyor.

1903 yılında Susa kentinde yapılan kazılar sırasında Elam çizgi yazısı bulunmuştu ancak o dönemde hiç kimse bu geometrik yazıları anlayamamıştı. Susa, bugünkü Huzistan’da bulunuyor. Elam Krallığı’nın başkentiydi. Kürtçe ve Farsça adı “Şuş” olan Susa, Dicle Nehri’nin 140 kilometre kadar doğusunda bir ovada yer alıyor.

Fransız araştırma merkezi CNRS laboratuvarından François Desset, 2006 yılından itibaren gümüş vazolar üzerindeki yazılara eğildi ve ancak 2017 yılında ekibiyle birlikte çözebildi.

Dilin nasıl işlediğini anlayan araştırmacı, benzeri olmayan bu yazıdaki sembollerin yüzde 96’sına yakınını deşifre etmeyi başardı.

Elam linearı, fonogramları, yani bir sesi yazıya geçiren işaretleri kullanan bir sistem olarak tanımlanıyor. Tamamen fonetik yazı, M.Ö. üçüncü binyılda dünyada benzersiz bir özellik olarak ifade ediliyor.

Bir karşılaştırma yapılacak olursa; örneğin aynı dönemde Mısır ve Mezopotamya’da Akadca ve Sümerceyi kopyalamak için kullanılan hiyeroglifler ve çivi yazısı, fonogramlar, ama aynı zamanda logogramlar sayesinde işlev görüyor. Yani bir kelimeyi, bir şeyi veya bir fikri kopyalayan işaretler ya da çizimler.

Peki aradaki fark ne? İsviçre RTS medyasındaki CQFD mikrofonuna konuşan François Desset, aradaki büyük farkı tam olarak anlamak için 999+1’in sonucunu yazmayı teklif ediyor: “Bunu fonetik olarak ‘mille’ veya logogramatik olarak ‘1000’ şeklinde yazabiliriz. Bu dikey çizgi ve bu üç daire Fransızca ‘mille’ okunabilir, ancak İngilizce’de ‘one thousand” veya Farsça’da ‘hezar’ olacaktır. Kelimenin kendi dilinizdeki sesini değil, ‘bin’ fikrini fark ediyorsunuz. Tüm yazı sistemleri ya fonogramlarla ya da logogramlarla çalışır ve genellikle karma sistemlerdir.”

Fransız araştırmacı çağımızdan önceki üçüncü binyıla ait bu yazıyla karşılaştığında, benzersiz fonetik yönü karşısında şaşırdığını söylüyor. O dönemde dünyada var olan dört yazı sistemini açıkça biliyordu: Hiyeroglifler, çivi yazısı ve Elamit ile Pakistan ve bugün halen çözülemeyen Hindistan’daki İndus yazısı.

Desset, “Deşifrenin sonunda, düşündüğümden farklı olarak, bu sistemin tamamen fonetik olduğu fikriyle anlaşmak zorunda kaldım ve bu, yazının evrimi ile ilgili tüm teorilerde büyük bir değişiklik” diyor.

Bu keşiften önce, bilim topluluğu, dünyanın en eski yazı tamamen fonetik sistemlerinin MÖ 2. binyılın ortasına kadar ortaya çıkmadığını düşünüyordu. Fransız araştırmacı, oysa deşifre edilen yazısının 800 yıl daha öncesine ait olduğunu belirterek heyecanını ifade ediyor.

Elam linearı çok daha az semboller daha basit bir özellik taşıyor. Desset, şöyle özetliyor: “Sözkonusu olan beş sesli (a, ê, î, o, û) ve on iki ünsüzden oluşan bir sıradır. Ünsüz ve sesli harflerin kesişiminden, 60 hece elde ediliyor. Yazı sistemi 77 işaretle çalışıyor. Bu nedenle fonetik olarak çok hassas ve çok ekonomik bir sistem.”

Çivi yazısında çağa bağlı olarak 500 ile 700 arasında işaret bulunabiliyor.

Cenevre Üniversitesi’nde Mezopotamya çalışmaları profesörü Catherine Mittermayer,  Doğrusal Elam taşının deşifre edilmesi bölge için çok önemli bir keşif olduğunu vurguluyor.

Mittermayer, “Yalnızca Elam Krallığı için değil, Mezopotamya için de. Bu krallığın tarihi her şeyden önce Sümerce veya Akadca yazılmış kaynaklardan biliniyor. Gerçekten bu krallığa özgü bir yazı bize bu kültürün içinden bilgi veriyor; bu onun anlayışına ve tarihine çok şey katar” diyor.

Elam yazısı, Sümerce ve Akadca için kullanılan çivi yazısından çok daha basit olduğunu kaydeden Mittermayer, “Fakat bu yazı sadece kırk yazıtta kanıtlanmıştır; kullanımı oldukça sınırlıydı. Buna karşın çivi yazısı, yaklaşık bin yıldır, büyük bir gelişme, daha geniş bir alanda ve onbinlerce belge ile zaten iyi kurulmuştu. Bu, Doğrusal Elam’ın gelişimi ve yayılımı üzerinde etkili oldu”.

Elam Krallığı, Doğu’ya doğru özellikle metaller ve değerli taşlarla ticaret için önemli bir bölgeydi. Mittermayer, “Evet. Üçüncü binyılda Doğu ile temaslar doğrulandı: Şu anki İran yüksek platosuna doğru. Bu ticaret yolları oradan geçiyordu: İlk adımdı. Mezopotamya’dan Elam üzerinden geçerek platoya, Afganistan’a tırmanmanız gerekiyordu” diyor.

Elam Krallığı bugünkü Huzistan ve Fars eyaleti etrafında hüküm sürüyordu. Krallığın birçok yönü henüz bilinmiyor. Örneğin siyasi örgütlenmesi, üretim faaliyetleri ve mitolojisi bilinmeyenler arasında yer alıyor.

Birçok Kürt kaynak, Elam’ın da halen resmi tarih ve çoğu araştırmacı tarafından görülmeyen Kürt krallıklarından biri olduğunu belirtiyor.