Dersim’de tepkiler sondajları durdurdu!

0
288

İktidardan güç ve destek alan maden şirketlerinin arsızlığı devam ediyor. Dersim’de hiçbir izin almadan maden sondajı yapan şirketin faaliyeti savcılık tarafından şimdilik durduruldu

Dersim coğrafyasında maden yağması genişleyerek sürdürülmek isteniyor. 145 maden projesinin bulunduğu Munzur Dağları’nın milli park alanları dahil tamamı maden sahası olarak işaretlendi. Halkın girmesi yasak olan bölgelerde cirit atan maden şirketleri 1994 yılında boşaltılan ve köylülere yasak olan Ovacık’ın Otlubahçe köyü, maden şirketleri için serbest. Maden yağmasının önünü tamamen açan iktidar, Otlubahçe köyünde bakır madeni aranmasına göz yumarken, şikayetler üzerinde Cumhuriyet Başsavcılığı sondajları şimdilik durdurdu.

Heyet alana zor girdi

Makinelerin bölgeye girmesine göz yuman jandarma, sondaj çalışmasının yapıldığı bölgeye giden siyasi parti temsilcileri ve yurttaşların bölgeye geçişine ‘Özel Güvenlik Bölgesi’ gerekçesiyle izin vermemesine tepki gösterildi. Görüşmeler sonucunda alana girebilen heyet, birçok sondaj açıldığını ancak makinelerin çalışmayı durdurduğunu tespit etti. Sondaj makinelerinin halen bölgede olduğunu gören yurttaşlar sondajın durdurulmasının yetmeyeceğini, makinelerin derhal bölgeden çıkarılması gerektiğini belirttiler.

Makineler müsadere edilsin!

Bölgeye gelenler adına açıklama yapan Av. Barış Yıldırım, “Burada bir madenci tarafından sondaj çalışmalarının yapıldığını duyar duymaz gerekli idareleri aradık. Başta 6 bin 831 sayılı Orman Kanunu, Çevre Kanunu ve Milli Parklar Kanunu gereğince gerekli idari işlemlerin yapılmasını talep ettik. Bunun üzerine ilgili idare buraya gelerek çalışmayı durdurdu ve tutanak tuttu” dedi. Yıldırım, açıklamasının devamında “Bize ifade ettiklerine göre tutanak Ovacık Cumhuriyet Savcılığı’na intikal ettirildi. Sondaj çalışmaları gördüğünüz gibi fiilen ve hukuken durdurulmuş durumda. Sondaj için getirilen iki iş makinesi köyün alt kısmında bulunmakta. Bugün yetkililere makinelerin buradan derhal kaldırılmasını ve ceza kanunu çerçevesinde müsadere edilmesini talep ettik” diye belirtti.

Kömürden çıkış başka bahara!

Glasgow’da gerçekleşen İklim Zirvesi’ne katılan HDP’li Menekşe Kızıldere, karbon emisyonları bu şekilde devam ederse ısınmanın hızla artacağını

belirtti

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 197 ülkeden oluşan 26’ncı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı, İngiltere başkanlığında gerçekleşti. İskoçya’nın Glasgow kentinde 31 Ekim’de başlayıp 12 Kasım’a kadar süren zirveye Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü Menekşe Kızıldere de katıldı. Zirvede öne çıkan başlıklara ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü Menekşe Kızıldere, zirvenin sönük geçtiğini belirterek iklim krizinden etkilenenlerin tarafı olmaya çalıştıklarına dikkat çekti.

Isınma yoksulları vuracak

Sivil toplumun özellikle gençler ve çocuklar başta olmak üzere iklim zirvesinde yaptıkları eylemlerin gündemde olduğunu söyleyen Kızıldere, “Küresel karbon emisyonları bu şekilde devam ederse yeryüzünün toptan ısınması hızla artacak. Bunun ekolojik varlıklara, tarıma, ormanlara, biyoçeşitliliğe verdiği zarar katlanarak artacak ve de bize kararsız hava olayları ve daha kötü bir çevrede yaşama olarak dönecek. Hayatın pahalanması ve yoksul ülkelerin çok zor duruma düşmesi olarak dönecek” diye belirtti.

Türkiye memnun

Amerika ve Çin’in yaptıkları anlaşmanın temelinde sermayenin zararının azaltılması olduğunu vurgulayan Kızıldere, “En son da Çin ve Hindistan’ın işbirliğiyle ‘kömürden çıkış’ şeklinde adlandırılan ‘kömürü 2030’a kadar tamamen bitirme’ kararı, ‘kömürden kademeli olarak çıkışı yavaşlatma’ kararına dönüştü. Bu bir hayal kırıklığı yarattı. Çin ve Hindistan’ın ‘Sadece kömürle değil, fosille alakalı bir karar alınsın ve bu yavaşça uygulansın’ gibi bir talebi vardı. Bu yüzden de zirve biraz hayal kırıklığı yarattı diyebiliriz. Bu durum Paris Anlaşması’nı yeni imzalayan Türkiye’yi de memnun etti” dedi.

Verilen sözler tutulmadı

Kızıldere, “Bazı ülkeler çok zor durumda. Sular yükseliyor, tarım ve yerleşim alanlarını taşımaları gerek. İnsanlar işlerini kaybediyorlar bunun için dönüşüm finansmanı sağlanması gerek. Ülkelerin Adaptasyon Fonu ile alakalı önceden bildirdiği ama resmileşmeyen birtakım taahhütler vardı. Şu ana kadar Yeşil İklim Fonu’nun yüzde 90’ı yerine getirilmemiş” diye konuştu.

‘Halkların tarafıydık’

HDP olarak zirvede, ülkelerin ve sermayenin karşısında halkların, gençlerin, iklim krizinden etkilenenlerin tarafı olmaya çalıştıklarına dikkat çeken Kızıldere sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu görüşmelerde politik olarak da bunun baskısını ortaya koymaya çalıştık. Bu yüzden varlık gösterdik ve yaptığımız görüşmeler de bu bağlamdaydı. Bu alanı kapsayan herkesle görüşmeler gerçekleştirdik. Bunun sonucunu da bir basın açıklamasıyla duyurmayı düşünüyoruz.”

EKOLOJİ SERVİSİ

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz