Musa Anter ödülleri sahiplerini buldu

0
280
                    Amed’de 20 Eylül 1992’de katledilen Musa Anter anısında her yıl verilen Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’nin 28’incisi sahiplerine veriliyor.

Bu amaçla Yeni Yaşam gazetesinin organizesiyle İstanbul’un Şişli ilçesi Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde tören gerçekleştirildi.

Törene, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Mithat Sancar, HDP Milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Musa Piroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) temsilcileri, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER), Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, çok sayıda basın meslek örgütü temsilci ve yöneticisi, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilci ve yöneticisi katıldı.

 Salona Musa Anter ve Gurbetelli Ersöz ile özgür basın mücadelesinde yaşamını yitiren gazetecilerin resimleri asıldı.

Açılış konuşmasının ardından özgür basın mücadelesini konu alan sinevizyon gösterimi yapıldı.

‚ÖZGÜR BASIN ÖZGÜRLÜĞÜN ADI OLDU‘

Yeni Yaşam Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve HDP Milletvekili Rıdvan Turan, “Gerçekleri ortaya koymak için bu kadar bedel ödeyen, emek sarf eden başka bir yayın var mıdır bilmiyorum. Özgür basın, Musa Anter’den bugüne gelen özgürlük, hak hukuk ve adalet mücadelesinin adı oldu. Devletin bütün engellemelerine rağmen büyüyerek, gelişerek bu günlere ulaştı. Gazetecilerin infazından gazete binalarının bombalanmasına kadar yaşanan pek çok zulüm gerçekliği yok edemedi, tam tersine gerçeklik o kadar büyüdü ki, dünyanın dört bir yanında boy verdi. İktidarın kontrölündeki adı gazetecilik olan şey, gerçekliğin üzerini örtmek adınadır ama özgür basın tam tersine görüngünün ardındaki gerçeklik ile uğraştı. Bugün artık dünyanın her yerinde kendini var eden ve varlığı tartışılmaz bir konuma geldi. Eşitsizlikleri, baskıyı, zulmü bilmeyenler bu gelenek sayesinde pek çok şeyden haberdar oldu. Türkiye’de yeri asla doldurulamayacak bir misyonu oldu. Ödül alan tüm basın emekçilerini saygı ve sevgi ile selamlıyorum” diye konuştu.

SANCAR: HER ŞEY BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK İÇİN

Ardından söz alan HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, özgür basın emekçilerini selamlayarak, “Aranızda olmak benim için onur ve gururdur. Apê Musa adına düzenlenen bu ödüller çok önemli bir hikaye hakikat mücadelesinde ısrarı ve özgürlük mücadelesinde inadı yaşatıyor ve yaşatacak. Apê Musa’yı ve bir kısım özgür basın şehidini tanıma fırsatım oldu. Ölüm haberlerini yüreğim yanarak aldığım bu insanlara minnet borcumuz büyüktür. Bize devrettikleri mücadeleyi yaşatmak bizim en önemli sorumluluklarımızdandır. Barış ve demokrasi mücadelesi, bütün bu hikayenin en derin köklerinde yer alan hikayedir. Bütün bu emekler ve bedeller, barış ve özgürlük içindi. Hakikat olmadan adalet, adalet olmadan hakikat olmaz” dedi.

 

BARIŞA EN BÜYÜK KATKIYI ÖZGÜR BASIN YAPIYOR

Sancar, demokrasi mücadelesinde özgür basının rolüne işaret ederek, “Apê Musa hayatımda önemli yeri olan, fikirlerinden yararlandığım bir isim. Kendisinden pek çok hikayeyi büyük bir heyecanla dinlediğim bu değerli bilgeyi bir kez daha anmak istiyorum. İyi ki yaşadı ve bizlere bu yolu gösterdi. Özgür basın bugün en ağır şartlarda hakikat mücadelesini yürütmeye devam ediyor. Savaşların ilk büyük kurbanı hakikattir. Dolayısıyla eğer barışa ulaşmak istiyorsak mutlaka hakikate gitmek ve asla vazgeçmemek zorundayız. Hedefimiz barış içinde eşit ortak bir yaşamdır. Buna en büyük katkıyı özgür basın emekçileri yapıyor. Bu nedenle savaş politikalarıyla kendini var eden iktidara, savaş üzerinden kendini var eden bütün baronlara, savaş dilini kışkırtanlara tekrar söylüyoruz. Karşınızda özgür basın ordusu var, en büyük hedefleri hakikattir. Kürt sorununda çözümün yolunun nereden gittiğini biliyoruz. Bunun yolu diyalog ve müzakerelerdir. Her bir adımında özgür basının rolünü kimsenin aklından çıkarmaması gerekir. Bu yol hepimizin yoludur. Bu yolda bize değerli miras bırakan başta Apê Musa olmak üzere tüm şehitlere minnet borçluyuz. Bu mirası devralan tüm özgür basın emekçileri, aşk olsun size” ifadelerini kullandı.

‘BİLİYORUM Kİ MUSA ANTER’İN GÖNLÜ RAHAT‘

Ardından söz alan Anter’in oğlu Dicle Anter, özgür basın emekçilerine yönelik katletmeler, gazete binalarının bombalanmalarına varan saldırılara karşı halen dimdik ayakta olduklarını altını çizerek, tüm özgür basın emekçilerine saygı ve selamlarını iletti.

Anter’in kızı Rahşan Anter’in gönderdiği görüntülü mesaj okundu. Anter’in anısına sahip çıkıldığı için minnettar olduğunu ifade ederek, “Babamı benden daha iyi bilirsiniz. Bizim çocukluğumuzda bizi çok kaale almazdı; çünkü onun Kürdistani, Kürt evlatları vardı. Babam keşke hayatta olsaydı, yaptıklarımızı görseydi diyorum. Yaşadığınız bu gelişimi görse çok mutlu olurdu. Biliyorum ki gönlü çok rahat. Onun izinden gidiyorsunuz. Özgür gündemden tutun da Yeni Yaşam gazetesine kadar büyük bir yol katettiniz. Sizin bu ilerlemelerinizi büyük bir heyecanla izliyoruz. Çok mutluyum”

Konuşmaların ardından Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçıları sahne aldı.

ONUR ÖDÜLÜ ŞENYAŞAR AİLESİNE

Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’nde Onur Ödülü AKP’li Halil Yıldız ve akrabaları tarafından üç ferdi katledilen Şenyaşar ailesine verildi.

Emine Şenyaşar, hastalıkları nedeniyle gelemediği için görüntülü bir mesaj gönderdi. Şenyaşar mesajında “Çocuklarımı ve eşimi katlettiler. Adaletin peşindeyim. Ankara’ya da İstanbul’a Gaziantep’e, Diyarbakır’a gittim. Ama adalet yok. Adliye binasını kazıdım ama adalet bulamadım. Ailemi yok ettiler. Gazetecilerden bu mücadelemize destek olmalarını istiyorum” ifadelerini kullandı.  

Onur ödülünü Şenyaşar ailesi adına Özgürlük için Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi üyesi Arzu Eylem Kayaoğlu ve Mehmet Ali Kahraman aldı. Kayaoğlu ve Kahraman’a ödülü HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar verdi. Sancar, Şenyaşar ailesinin çok onurlu bir mücadele yürüttüğünü ifade ederek, her koşulda destek olmaya devam edeceklerini kaydetti.

Kayaoğlu ise basın emekçilerini selamlayarak, “Şenyaşar ailesi ödülü bizim almamızı istedi. Bu bizim için çok anlamlı bir duygu. Adalet mücadelesi yürüten herkesin yanında olmaya devam edeceğimizin sözünü veriyoruz” diye konuştu.

TÜRKÇE HABER DALI

Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri “Türkçe Haber” dalında birincilik ödülü  “Valilik ‘Nefes darlığından öldü’ demişti: Kulaklarından ve gözlerinden kan gelmiş” başlıklı haberiyle Canan Coşkun’a verildi. Coşkun’a ödülünü HDK Eşsözcüsü Esengül Demir verdi.  Demir, Musa Anter ve özgür basın şehitleri adına ödülü vermekten onur duyduğunu belirterek, Apê Musalardan bugünlere mücadeleyi taşıyanlara da teşekkür etti. Demir, Coşkun’u tebrik ederek konuşmasını sonlandırdı.

 Coşkun ise, “Bugün değişik bir gün. Bu ödülün verildiği haberin ilk duruşmasından geliyorum. Bu ülke çarpıklıklar,  iyi ve kötünün yer değiştirdiği bir ülke. Adliyenin önünde, mahkeme salonunda polisler, gazetecileri tehdit ve taciz etti. Bu ödül bana polislerin ve mafya arttıkların gerçek yüzlerini teşhir etmek için güç verdi” dedi.  

Ardından “Türkçe Haber” dalında Jüri Özel Ödülü Mezopotamya Ajansı Muhabiri Diren Yurtsever ve Birgün gazetesi Editörü Gökay Başcan’a verildi.

Yurtsever, ödülünü HDP Milletvekili Tayyip Temel’den aldı. Temel, “Bu ödülü verirken çok mutlu oldum. Gazeteciliğe başlarken onunla ilk ben görüşmüştüm. Kararlılığını ölçmek için onu iki saat bekletmiştim. Gerçekten de beklemiş ve sonraki süreçte de kararlılığını göstermişti. Tebrik ediyorum” diye konuştu.

Yurtsever, çok onurlu ve gururlu bir ödül aldığını belirterek,  “Gerçekler karanlıkta kalmayacak. Bu sadece bir slogan değil, daha fazlasıydı. Özgür basında çalışan her arkadaş bu sloganı bir yaşam biçimi haline getirdi. Bu mücadele sürecinde de hayatlarını kaybeden arkadaşlarımızı oldu. Bize de bir miras bıraktılar. Bu mirası devraldık. Mültecilerin yaşadıklarına dair bir haber yaptım. Ama isterdim ki daha iç açıcı bir haberle ödül alsaydım. Gerçeğin sesi olmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bu ödülü bu sorumluluğu hisseden herkese atfetmek istiyorum” dedi.

Ardından Başcan’ın ödülünü CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu takdim etti. Tanrıkulu,  Başcan’ı tebrik ederek , “Ben de Apê Musa’yı birebir tanıdım. Özgür basın geleneğinin tanıklarından biriyim. Yaşamını yitiren tüm özgür basın emekçilerini saygıyla anıyor, bu geleneği sürdürenlere de teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı. Başcan, ödülü aldığı için onur duyduğunu belirterek, Kanal İstanbul’un bir rant projesi olduğunu ve AKP’nin ömrünün bu projenin hayata geçmesini görmeye yetmeyeceğini kaydetti. Başcan, ödül için herkese teşekkür etti.

 KÜRTÇE HABER DALI

“Kürtçe Haber” dalında “Ji rûpelên dîrokê 2 stran û helbesteke derbarê kurdan de” başlıklı haberiyle birinciliği layık görülen Mezopotamya Ajansı Muhabiri Kadrî Esen ödülünü aldı. Esen’e ödülünü Yeni Yaşam Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve HDP Milletvekili Rıdvan Turan takdim etti.

Turan, özgür basın mücadelesinin daha da büyüyeceği dileğiyle Esen’i tebrik etti. Esen, ödülü aldığı için çok mutlu olduğunu belirterek, Apê Musa’nın izinde yürüdüğünü, kültürüne sahip çıkmanın gereği olarak Kürtçe yazdığını ifade etti. Esen, ödülünü salonda bulunan annelere ve anadilleri uğruna mücadele edenlere ithaf etti.

Kürtçe Haber Dalı Jüri Özel Ödülü’ne “Lutfiye Gokkan ji bo me hem rêber hem mamoste hem jî dayik bû” başlıklı haberiyle layık görülen Sema Çağlak’a ödülünü Adana’da katledilen Özgür Gündem gazetesi dağıtımcısı Kadri Bağdu’nun annesi Şemse Bağdu verdi. Bağdu, bugün çok duygulandığını ifade ederek, “Biz anneyiz, yüreğimiz çok yandı. Burada şehitlerin resimlerini görünce çok duygulandım. Apê Musa bizim için Kürtlüğün temellerini attı. Biz binlerce şehidi Kürtçe için verdik. Ne olursa olsun dilimizi konuşacağız. Burada bulunmaktan onur duydum. Şehitlerimizi asla unutmayacağız. İsteğim dünya malına, kişisel hırsların değil şehitlerin yolunda gidelim. Tüm özgür basın şehitlerini saygıyla anıyor, Sayın Öcalan’a selamlarımı iletiyorum. Yaşasın Kürt ve Kürdistan” diye konuştu.

Çağlak ise, Anter ile birlikte hakikatin de katledilmek istendiğini belirterek, “Ancak Anter’in takipçilerinin bunu boşa çıkardığını söyledi. Apê Musa’nın kaleminin yerde kalmadığını belirten Çağlak, “Gücümüzü Apê Musa, Nujiyan Erhan, Deniz Fırat’tan alıyoruz. Ödülümü özgür basın şehitlerine ve kadın gazetecilere adıyorum” dedi.

KADIN HABERCİLİĞİ ÖDÜLLERİ

Gurbetelli Ersöz Kadın Haberciliği dalında “Ankara’da 35 sağlık kurumundan yalnızca 7’si kürtaj yapıyor” başlıklı haberiyle birincilik ödülüne layık görülen Öznur Değer, ödülünü İHD Eşbaşkanı Eren Keskin’den aldı. Keskin, hem Musa Anter’i hem Gurbetelli Ersöz’ü birebir tanıdığını ifade ederek, “Bu dava bitmeyecek. Bu nedenle bu çalışmayı devam ettiren tüm özgür basın emekçilerine teşekkür ediyorum. Arkadaşımızı da yaptığı haber nedeniyle tebrik ediyorum” diye belirtti. Değer, çok mutlu olduğunu belirterek, bu geleneğin asla yok olmasına izin vermeyeceklerini kaydetti.  Bugünü ve tarihi unutmayacaklarını söyleyen Değer,  “Ortadoğu’da  kadın olmak çok zor. Kürt kadınları olarak bu yükü omuzluyor, Gurbetellilerin izinde yürümeye devam edeceğiz. Kadınlar hiçbir zaman erkek zihniyetine boyun eğmeyecek” ifadelerini kullandı.

Daha sonra Kadın Haberciliği Jüri Özel Ödülüne layık görülen Medine Mamedoğlu ve Derya Ren ödüllerini aldı. Mamedoğlu’na ödülünü Barış Annesi Zeynep Calıhan verdi. Calıhan, özgür basın mücadelesinde yaşamını yitirenleri saygıyla anarak, mücadeleyi devam ettirenlere ise teşekkür etti. Mamedoğlu, ödülünü Ortadoğu’da çalışan tüm kadınlara, Şenyaşar ailesine ve Cizre bodrumlarında katledilen Rohat Aktaş’a adadığını söyledi.

Ren’in ödülünü ise Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney verdi. Güney, “Bu günü bizlere yaşatan tüm arkadaşlara teşekkürler. Apê Musalar, Gurbetellilerin açtığı yol bizi buraya getirdi. Jinnews bugün üçüncü ödülünü aldı. Bizim için onur verici” dedi. Ren ise, ödüle layık görüldüğü için çok mutlu olduğunu ifade ederek, kadınların sesinin duyulmasının kendilerini için hayati bir öneme sahip olduğunu kaydetti. Ren, ödülünü basın şehitlerine, Şenyaşar ailesi ve tüm annelere armağan etti.  

KARİKATÜR DALI

 Karikatür dalında birincilik ödülleri Musa Keklik ve Fahriye Çıtaklı arasında paylaştırılmıştı. Çıtaklı’nın ödülünü KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik verdi. Bozgeyik, “Bu ödülü vermek benim için büyük onur. Özgür basın emekçilerinin hakikat arayışlarının, emekçilerin yanında olmaları bizim için de çok önemli. Herkesi tebrik ediyorum” ifadelerinde bulundu. Ardından söz alan Çıtaklı, karikatür dalında erkek hegemonyasının hakim olduğuna dikkat çekerek, “Kadınlar için çok şey konuşuluyor ama hiçbir şey yapılmıyor. Bu ödülü almak benim için onur oldu” dedi. Keklik ise, törene katılamadığı için ödülünü onun adına Suna Tunaboylu aldı. Tunaboylu’ya ödülü Barış Annesi Zeynep Calıhan verdi. Tunaboylu, “Hepinize saygılarını, sevgilerini gönderdi. Dünyamızda garip bir denge var. bu dengede acı, keder, kaos var. Ancak buna karşı sanatçılar yüreklerinden aldıkları büyük güçle karanlığa karşı savaşırlar. Bu denge mutlaka güzellikten yana kurulacaktır. Musa Anter büyük bir adalet savaşıcı olarak yüreğini ortaya koydu. Bu yüzden bu ödülü almaktan onur duydum” diye konuştu.

Karikatür Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen Sait Munzur da törene katılamadığı için onun yerine Cansu İşlek aldı. İşlek, ödülü DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren’den aldı. Eren, Musa Anter şahsında katledilen tüm meslektaşlarını saygıyla selamlayarak, “AKP 2002’de özgürlükçü bir söylem ile gelmişti ama durum ortada. Erdoğan başbakan olduğunda ilk davalar karikatüristlere açıldı. Bu iktidar her türlü basın ve ifade özgürlüğünü yok etmeye çalıştı. Bu karanlıktan hep birlikte çıkacağız” diye belirtti. İşlek de, “Ben de sizler gibi cesur bir gazeteci olmak istiyorum. Bunun için çalışıyorum. Sait Munzur adına bu ödülü almaktan onur duyuyorum” dedi.

Ödüllerin dağıtılmasının ardından tören toplu fotoğraf çekimi ise son buldu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz