Alman Agora Energiewende ile birlikte çalışan düşünce kuruluşu Ember, rüzgar, güneş, biyokütle ve hidroelektrik enerjinin İngiltere elektriğinin yüzde 42’sini ürettiğini belirtti.
Başta gaz olmak üzere fosil enerjiler ise toplam elektrik üretiminin yüzde 41’ini temsil etti.
2019’da elektriğin yüzde 37’si yenilenebilir enerjilerden, yüzde 45’i de fosil enerjilerden geliyordu.
Birkaç ay sonra COP26 iklim zirvesine Glasgow’da ev sahipliği yapacak olan Birleşik Krallık, çoğu ülkenin rüzgarlı kıyılarına yerleştirilen teknolojilerle rüzgar enerjisinden yararlanıyor.
Muhafazakar Boris Johnson hükümetinin önceliklerinden biri olan rüzgar enerjisi tek başına 2020’deki elektrik üretiminin yüzde 24’ünü karşıladı. Beş yıl öncesine göre rüzgar enerjisinde iki kat artış var.
Gaz, enerjinin halen yüzde 37’sini temsil etse de payı giderek azalıyor. Kömür ise elektrik üretiminin sadece yüzde 2’sini karşılar hale geldi. Hükümet 2025’e kadar kömür üretimini tamamen durdurmaya karar verdi.
Nükleerin elektrik üretimindeki payı yüzde 17’ye ulaşırken, yetkililer bu düzeyi sürdüreceklerini belirtiyor. Nükleer enerji payının 2050 nötr karbon hedefine ulaşmada yardım edeceği ifade ediliyor.
Boris Johnson’un denizdeki rüzgar enerjisi kapasitesini 2030’a kadar 40 gigawatt’a çıkarma hedefi gerçekleşirse, gaz 2020’li yıllarda hızlı bir şekilde gerilemesi bekleniyor.