Atlı: Almanya’da tanınan Alevilik, ülkemizde görmezlikten geliniyor

0
261

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde Alevi inancının kamu tüzel kişiliği kazanmasına ilişkin konuşan PSAKD Diyarbakır Şube Başkanı Aydın Atlı, “Aleviliğin Almanya’da kamu tüzel kişiliği kazanması çok önemli bir gelişme ama bu gelişme Almanya’da yaşayan Aleviler için çok önemli. Almanya’da alınan bu kararın bir izdüşümü de bizim ülkemizde olur diye umuyoruz ve bekliyoruz” dedi.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Diyarbakır Şube Başkanı Aydın Atlı Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde Alevilerin kamu tüzel kişiliği kazanmasına ilişkin PİRHA’ya değerlendirmede bulundu.

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Parlamentosu’nun Alevilerin bir inanç topluluğu olarak kabulü kararı sonrasında Aleviler kamu tüzel kişiliği kazandı ve böylece Aleviler Almanya’da bir inanç toplumu olarak en üst seviyeden tanınmış oldu.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Atlı, Aleviliğin kendi coğrafyasında devlet nezdinde halen tanınmak istenmediğini belirterek bu kazanımların ülkeye yansıması olarak Alevilerin hak mücadelesini daha da yükseltmesi olduğunu vurguladı.

“ALEVİLİK AVRUPA’DA TANINIYOR, ÜLKEMİZDE İSE GÖRMEZLİKTEN GELİNİYOR”

Alevilerin 3O yıldır hak mücadelesi yürüttüğünü ve bu kararın bunun kazanımı niteliğinde olduğunu hatırlatan Aydın Atlı, Aleviliğin yeşerdiği topraklarda ise halen tanınmadığı ve eşit yurttaşlık talebinin kabul görmediğini ifade etti.

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde alınan bu kararın ülkemizde de alınmasını beklediklerini belirten Atlı, “Alınan bu karar 30 yıllık bir mücadelenin ürünü olarak ortaya çıkmış bir olay. Birlikte bir amaç için hareket edilince başarılamayacak bir şey yoktur diye düşünüyoruz. Bu da bize bu alınan kararı gerçekten ortaya koyuyor. Aslında Aleviliğin bağrından çıktığı topraklarda bu hakların kazanılmasıdır ama maalesef Avrupa’da öncelikle bu haklar ortaya çıktı. Umarım bu kararlar bizim için de örnek olur. Eşit yurttaşlık talebimiz bile bir karşılık görmezken Avrupa’da kamu tüzel kişiliği kazanıldı. Kiliselere verilmiş bütün haklar aynı zamanda cemevlerine de tanınmış oldu. Ama bizim ülkemize baktığımızda halen cemevlerimizin yasal bir statüsü yok. Kendi cemevimizi düşündüğümüzde basit bir elektrik sorunu bile çok büyük bir engel olarak önümüze çıkıyor. Almanya’da Aleviler elde edilen bu hak ile birlikte talep edilen bütün anayasal haklarını elde etti. Aleviliği kendine özgü bir inanç olarak kabul ettiler. Alınan bu kararın tarihi de çok önemli. 10 Aralık İnsan Hakları Haftası olarak anılıyor. İnsan hakları haftasında böyle bir kararın alınması gerçekten önemlidir. Bizde bunun yansıması ne olur? Kısa vadede yaşam hakkı bulacağını çok düşünmüyorum. Bu kararın bizim ülkemizde de, bizim parlamentomuzda da Aleviliğin yaşam bulduğu bu coğrafyada da alınmasını umut ediyoruz ve bekliyoruz” diye konuştu.

“ALEVİLERİN HAK MÜCADELESİ DEMOKRASİ SORUNUDUR”

Alevi toplumunun hak mücadelesinin bir demokrasi sorunu olduğuna ve bir terk Alevilerin sorunu olamayacağına işaret eden Atlı, diğer farklı inanç kesimlerinin de bu inkardan payını aldığına dile getirdi.

AİHM’in Aleviler ile alakalı aldığı kararları tanıma çağrısında bulunan Atlı, “Öncelikle demokrasinin yaşam alanı bulması gerekir. Bu sadece Alevilerin bir sorunu değil, bu bir demokrasi sorunudur. Bu Alevilerin Türkiye’deki bir sorunu değil, Kürtlerin de böyle bir sorunu vardır, bütün farklı inançların bu yönde sorunları vardır. Hukuksal anlamda bu konularla ilgili cemevlerinin yasal statüsü ya da zorunlu din derslerinin kaldırılması gibi haklar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri’nde ya da ülkemizdeki mahkemelerde kabul edilirken bunlar yaşama geçirilmiyor. Önemli olan bunların yaşama geçirilmesidir. Bunun içinde mücadele etmemiz gerekiyor. Yıllardır mücadele ediliyor. 2011 yılında AİHM’de alınan karar hala uygulanmamıştır. Aslında bunun uygulanması da çok basittir. Bu bir bakış açısıdır. Bu bakış açısı değiştirilmediği müddetçe böyle devam edecektir. Bu sadece bizim sorunumuz değil, ülkenin genel bir sorunudur. Bunun için mücadelemizi daha da yükseltmemiz gerekiyor. Yaşadığımız her alanda bu mücadeleyi hukuksal anlamda örgütlü olarak devam ettirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz