Fatin Kanat: İktidar, pandemiyi enstrüman gibi kullanıyor

0
230

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Başkanı Fatin Kanat, Türkiye’de yaşanan hak ihlallerinin pandemi sürecinde hat safhaya ulaştığını söyledi.

2020 yılında yaşananları ANF’ye değerlendiren Kanat, iktidarın koronavirüs salgınını bir enstrüman gibi kullandığını belirtti.

‘İNSANİ HAKLAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR’

1789 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni bir yana bırakalım, Türkiye’nin Kral-Tebaa ilişkisini düzenleyen Magna Carta’dan bile daha geri bir noktada olduğunu da vurgulayan Kanat, hak ihlallerinin birçok başlıkta incelenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Cezaevlerinin hak ihlali konusunda en önemli yeri tuttuğunu kaydeden Kanat, “Türkiye ve Kürdistan’da cezaevlerinde çok ağır hak ihlalleri yaşanıyor. En sıradan, en insani haklar görmezden geliniyor. İnsanlara kötü ve aşağılayıcı muamele yapılıyor. Mektup hakları, görüş hakları, sosyalleşme hakları engelleniyor” dedi.

‘OHAL ÜLKESİ’

İktidarın gaspçı politikalarına da dikkat çeken Kanat, ülkenin hala OHAL ile yönetildiğine de işaret ederek, “Kürdistan’da yerel seçimlerden bu yana kötü bir tablo var. Seçilmiş bütün başkanlar, yasal anlamda sıkıntısız olan tüm başkanlar kayyum siyaseti ile görevden alındı. Kürtlere ‘Siz kimi seçerseniz seçin, biz sizin iradenizi tanımıyoruz’ denildi. Toplantı, gösteri, yürüyüş hakları engellendi. 15 Temmuz’dan bu yana sözüm ona kaldırılan OHAL’den sonra başka bir kararname ile ülke OHAL ülkesi şeklinde yönetilmeye devam ediliyor” diye konuştu.

‘TECRİT TEK BAŞINA AĞIR BİR HAK İHLALİ’

Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerinde uygulanan tecride ilişkin de konuşan Kanat, Türkiye’de anayasal hakların kağıt üzerinde kaldığını vurguladı.

“Tecrit bir kere başlı başına ağır bir hak ihlalidir” diyen Kanat şöyle devam etti: “Tecrit, F Tipi cezaevleri politikasının bir sonucuysa bile, F Tiplerinde de haklar bakımından devletin de imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler var. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gibi birçok sözleşmeye göre ortadan kaldıramayacağı haklar var. İktidar kendi anayasasını tanımayan bir konumda olduğu için bu kuralları çok rahat çiğneyebiliyor. Böylesi bir dönemde tecridi, tüm cezaevlerine yayarak, pandemiyi de gerekçe göstererek tabloyu büyütüyor. Avrupa’nın bu konuyu üstün körü geçiştirdiği, ele almadığı, Türkiye üzerinde bir baskıya dönüştürmediği için bu şekilde yürüyor. Bölgesel sorunları savaşla çözme yöntemleri ile de alakalı olduğunu görmek gerekiyor.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz