42. YILINDA MARAŞ KATİAMININ DEĞİŞMEYEN GERÇEĞİ

0
400
  1. Maraş katliamı: 19-25 Aralık 1978… 42 yıl
  2. Cezaevleri Katliamı: 19 Aralık 2000… 20. Yıl
  3. Roboski Katliamı: 28 Aralık 2011… 9. Yıl

Bu katliamların ortak yanı, yapanın Devlet olması veya devletin gözetiminde olması. Devleti resmi ideolojisinin zihniyeti ile olması, bu politikayı ve zihniyeti lanetlemek hem insani, hem vicdani, hem de politik ve kültürel bir hak mücadelesidir.
Biz de bu vesile ile devletin bu katliamcı Türk-İslam sentezli, Etno-dinsel arındırma resmi faşist politikası ve İslami-İŞİD zihniyetini lanetliyoruz. Bu katliyamlarda yitirdiğimiz tüm Canları saygı ile anıyoruz.
Maraş Katliamına Nasıl Gelindi :
1960-70 li yılların, Özelharp dairesi, MİT ve CİA nın sevk ve idare ettiği , MHP/ Kontrgerilla/ ETKO/ TİT/ÜGD/Mafya/Çete veya Devletin 3 K- (Kürt-Kızılbaş-Kominist) stratejisi
Bu devlet yapılanması , Cumhuriyetin kuruluşunun en başından beri oluşturulan ve Resmi ideolojiye uymayan, tüm kimlik ve politik düşünsel kesimlere karşı, resmi kurumlar ile yapılamayanları, bu kontra örgütlenmesi ile yaparak , Türk ırkçılığını esas alan tekçi bir ulus devletini, İslamı da kullanarak tesis etmeye çalışmada kullanmışlardır. Bu uygulama tıpkı 100 yıl önceki, ilk gün gibi hala aynı minvalde uygulanıp, devam etmektedir.
Ermeni, Süryani, Ezdai, Rum, Alevi, Kürt ve diğer Sol- Sosyalist-demokratik tüm katliam , suikast, idam, sürgün, ve saldırılar bir devlet politikasının devamı olarak süregelmiştir. Ne zaman bu aykırı görülen toplumsal kesimlerde bir kımıldama, kendini ifade etme, hak talebi his edilse, tıpkı, Ağrı, Zilan, Şeyh Sait, Dersim, Ortaca, Maraş, Çorum, Malatya, Sivas ,Gazi, Cezaevleri, Roboski , Gezi ve hergünkü resmi- sivil ırkçı politika ile devam etmektedir.
Maraş katliyamı ve öncesindeki bir çok irili, ufaklı katliam denemeleri, devletin Bekaa olarak gördüğü bu resmi ideolojinin, giderek toplumsal tabanını kaybettiği bir dönemde devlet tarafından planlandı ve uygulandı. Bu gün bu bütün yönleri ile zaten açığa çıkıp deşifre olmuştur. Devletin katliamlar ile gömüp, üstünü betonladığını sandığı, Kürtler, Koministler Kızılbaşların yoğun yaşadığı alanlarda hızla örgütlenip, yayılarak toplumu etkiliyorlardı.
1970 li yıllarda tüm dünyadaki sol ve ulusal kurtuluş hareketleri , buralardada büyük bir uyanış yaratmıştı. Her kesim kendi benliği ve kimliği ile var olmak istiyordu. Bu da devletin resmi ideoljisinin iflası demekti. Bunu Bekaa (Varlık- Yokluk) sorunu olarak gören devlet, tüm güçleri yanında, Emperyal güçlerin de destekleri alarak , yeniden bir bastırma, katliam süreci başlattı. Kürt uyanışına karşı, general Muğlalının 33 kürt köylüsünün katli ve 49 lar ile başlayıp devam eden, Sağ- Sol çatışması, adı altında demokratik güçlere karşı , bir insan avı , Alevilerin Yoğun yaşadığı bölgelerde, gerici ve ırkçı kesimleri saldırtarak başlatılan bir kaos ortamında her türlü katliamın yapılmasına uygun bir zemin oluşturuldu.
İşte Maraş katliamı böyle bir sürecin doruk noktasıdır. Devlet bu katliam ile politik ve stratejik amaçlarına ulaşarak, başta kürdistan bölgesi olmak üzere 13 ilde sıkıyönetim ilan etti. Peşinden askeri bir darbe ile , ülkeyi tıpkı 1920 lerdeki gibi raptu-zapta alarak tüm aykırı kimlikleri silindirden geçirdi.
Maraş bölgesinde nüfun % 40’a yakınını oluşturan Kürt aleviler şehirden ve bölgeden göçertildi. Ticaret ile uğraşanlar, başlangıçta, çevre iller, Antep, Adana, Mersin başta olmak üzere istanbul, İzmir ve Antalya gibi yerlere göç etti. Kırsal köylerdekiler ise %70 oranında, Avrupaya göçertildi. Yani devletin bu bölgede 1940 larda yarım kalan etno-dinsel temizlik harekatı bu katliam politikası ile önemli oranda gerçekleşti. Bu daha sonraki yıllarda, bölgede yapılan, termik santraller, taş ve maden ocakları, çimento fabrikaları ve bölgeye yerleştirilen ,selefist İŞİD kampları ile, bu ETNO-DİNSEL arındırma politikası hala devam etmektedir.
Bu nedenle , devlet bu katliamlar ile yüzleşmeye yanaşmamaktadır.
1- Ocak 1976 yılında Pazarcık olayları 1 ölü 15 yaralı
2- Mayıs -19 mayısda Elbistan olayları, Kürt Alevi ve Demokratların ev ve işyerlerinin yakılması ,yaralanmalar v.s
3- Nisan 1977 Pazarcıkta Sağcı faşistlerin saldırıs ile Sağ-Sol- 40 yaralı
4- Mayıs 1977 MHP li faşistlerin POL DER li polisle çatışması 3 polis ve toplam 20 yaralı
5- 1977 seçimlerinde Kürt- Alevilerin desteklediği CHP nin %34 oy ile 3 vekil, Türk-Sünnilerin desteklediği AP 2, MSP 1, MHP 1 vekil. Alması
6- 3 Nisan 1978 de Yürükselim mahalesinde Sol ve Alevileri gittiği Kahvehanenin iki araçlık faşit saldırganlarca silahlı taranması , sonucu 81 yaşındaki Alevi Dede/Pir Sabri Özkan’ın (Gıjık Dede) öldürülmesi.
7- Bu dönemden sonra şehirde ETKO- Türk Yıldırım Komandoları TYK gibi MHP nin paramiliter faşist örgütleri tarafından bir çok bombanın patlatılması ile devam eden gerginlik dönemi.
8- 16 Aralık 1978 de Çiçek sinemasında ‘’Güneş Ne zaman Doğacak’’adlı ırkçı -faşist fimin oynatılması,
9- 19 Aralık 1978 de film oynatılırken o dönem Maraş ülkü ocakları 2. Başkanı Ökkeş Kengerin fim arası salona ses bomba atıp, koministler saldırdı şeklinde provakasyon yapması. Seyircilerin Müslüman Türkiye, Milliyetçi Türkiye , başbuğ Türkeş gibi sloganlar atarak CHP ve PTT ye saldırıp tahrip edilmesi . Akın kıraathanesine bomba atılması.
Evlerin kapılarının işaretlenmesi , çok önceden , hazırlanmıştı.
10- 21 Aralık 1978: İki gün öncesinde Çiçek Sineması’nda patlayan bombanın ardından, iki solcu öğretmenin öldürülmesi.
22 Aralık 1978: Öldürülen öğretmenlerin defnedilmesini Ulucami önünde toplanan binlerce kişilik kitlenin “Müslüman Türkiye, kahrolsun komünistler” sloganlarıyla engellemesi. Ve büyük vahşetin başlangıcı. O dönem Devrimci savaş grubundan yakalanan hastahane çalışanlarının gördüklerini, aktaran Hamit Kapan , katledilenlerin yüzlerce olduğunu belirtmişti. Nitekim ilk günlerde bazı gazeteler , ölü sayısını 150 geçti diye haber yapmıştı. Daha birçok kişiyi kimsesiz diye toplu mezarlara gömdüğü ve bu toplu mezarların hala gösterilmediği ve açılmadığı da bilinen bir gerçektir.
Sonradan devletin verdiği resmi rakamlara göre, 111 kişinin katledildiği, yüzlerce kişinin yaralandığı, 300’e yakın konut ve işyerinin yakılıp yıkıldığı bir vahşet. Maraş Katliamı,
Orhan Gazi Ertekin’in vurguladığı gibi, aynı zamanda vahşete karşı bir direnişti. O direniş olmasaydı, katliamın boyutları misliyle katlanacaktı. 23 Aralık sabahının erken saatlerinden itibaren ertesi güne dek sürdürülen saldırılara karşı Yörükselim mahallesinde yapılan savunma bu direnişin anıtlarından biriydi.

Maraş Katliamı’nın 42. Yıldönümünde bu katliamın politik ideolojik arka planındaki gerekçeler önemli oranda gerçekleşti.

a- Giderek zayıflayan T.C nin TÜRK-İSLAM politikasını yeniden tahkim etmesi, güçlendirmesi. Bunu en azından bugüne kadar getirdi.
b- ABD nin Sosyalist blokun ön asya ve ortadoğuya inmesine karşı Siyasal islamı örgütleyip harekete geçirmesi. Bu politika da başarılı oldu.
c- Bölgede Gelişmekte olan kürt hareketine karşı ve genelde Sol sosyalist gelişime karşı 13 ilde sıkıyöneti ilanı
d- 12 Eylül Faşist askeri darbesinin hazırlanması ve gerçekleştirilmesi.
e – ANAP ile başlayan ve AKP ile sonuçlanan Türkiyede Siyasal islamın tarikatlar şeklinde örgütlenmesi ve iktidara getirilmesi. Başarıldı.
f- Sol ve Sosyalist siyasal ve sosyal tabanı olan ALEVİLERİN, ABD’nin Ortadoğu ve TC nin Müslüman Türkiye paradigması ile 12 eylül darbesi ile silindirden geçirilmesi. Başarıldı.
Maraş katliamı global Emperyalizmin Ortadoğu ve önasya ve yerli T.C nin ideolojik paradigması ile örtüşen, siyasal bir Stratejinin, önemli bir halkası olduğu, sonradan daha net görülmüştür..

Ali Köylüce , 18.12.2020

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz