Koluman: Maraş Katliamı bir tür soykırım uygulamasıdır-VİDEO

0
381

PSAKD Diyarbakır Şubesi önceki dönem başkanı Avukat Cafer Koluman, Maraş Katliamı’nın 42. yıldönümüne ilişkin “Maraş sadece bir Alevi katliamı değil, bir insanlık katliamıydı. Maalesef gerçekler bir türlü açıklığa kavuşturulmadı” dedi.

Maraş’ta 19 Aralık 1978’de başlayan saldırılar tam bir hafta sürmüş 120’den fazla kişi hayatını kaybetmişti. Yaşananlar üzerinden 42 yıl geçmesine rağmen etkin bir soruşturma ise yapılmadı. PSAKD Diyarbakır Şubesi önceki dönem başkanı Avukat Cafer Koluman, Maraş katliamının 42. yıl dönümüne ilişkin değerlendirme yaptı.

“MARAŞ KANAYAN VE KAPANMAYAN BİR YARA”

Cafer Koluman, Maraş’ta sadece bir Alevi katliamı değil bir insanlık katliamı yaşandığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“42 yıl önce bir katliam yaşandı. Maalesef halen bu katliamın gerçekleri bir türlü açıklığa kavuşturulmadı. O yüzden diyoruz ki; Maraş halen kanayan ve kapanmayan bir yara. Biz Aleviler olarak daha bu yarayı da, dosyayı da kapatmayacağız. Bunun mücadelesini her alanda her boyutuyla vermeye devam edeceğiz.”

Maraş Katliamı’nın ne amaçlarla yapıldığının sorgulanması gerektiğini belirten Koluman sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu katliam aslında devletin temel bir politikasıdır. Çünkü bu devlet kurulurken tekçi bir anlayış üzerine kurulmuştur. Bu tekçi anlayış da şunu içermektedir, Türkiye tipi bir Türk ve Sünni olacaksın. Bunun dışında kalan bütün inançlar özünü kaybedip bir vatandaş tiplemesi oluşturacak. Buna aykırı bir tipleme varsa da o zaman gereken yapılacaktır. Asimilasyon politikası adına kanlı ya da kansız politikalar yapılması da vaciptir bir diğer deyimle. Koçgiri’den başlarsak Dersim, Kırıkhan, Ortaca, Malatya en son 78 yılında Maraş Katliamı… Halen de bu tür katliamlara ya da katliam girişimlerine maruz kalan bir toplumuz.”

“BU YARAYI HER ZAMAN AÇIK TUTACAĞIZ”

Cafer Koluman, devletin her ekonomik ya da siyasi çalkantılı dönemlerinde ilk olarak Alevilere yöneldiğini söyleyerek şöyle devam etti:

“Çünkü Aleviler bu toplumun, ülkenin aydınlık yüzüdür. Aleviler demokrasiyi içselleştirmişlerdir. Her daim ülkenin aydınlık yüzü olduklarından dolayı karanlık yüzlere karşı gelmişlerdir. O nedenle karanlık yüzlerin daima hedefi olarak Aleviler seçilmiştir. O dönem Maraş nüfusunun neredeyse yüzde 50’si Alevi toplumdan oluşmaktaydı. Ekonomik anlamda da, üretim anlamında da Aleviler belli bir konumdaydı. Maalesef o dönemin siyasi kaosundan faydalanan derin güçler, Amerika’nın işbirlikçi ajanlarıyla hareket ederek; bunu neden söylüyoruz? Çünkü o dönem Amerika’nın katibinin gelip de Maraş’ta bir hafta otellerde kalması, özellikle MHP’liler ile sürekli toplantı yaparak bu katliamı birlikte tezgahlamışlardır. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit bu gerçekliği bildiği halde maalesef üzerine gitmemiştir. Bu katliam gerçeğini hukuksal anlamda gereken neyse yapmamışlardır, korkmuşlardır ya da kapatmak istemişlerdir. Ecevit’in ölümünden sonra çekmecesinden gizli bir not çıkmıştır. ‘Maraş Katliamı’nı MİT’in içindeki MHP kanadı üstlendi’ diye… O gerçeklikler bir şekilde sindirilerek kapatılmıştır. Yasal anlamda kapatabilirler ama toplumsal anlamda halen belleklerimizdedir. Biz bu yarayı her zaman açık tutacağız.”

“BU KATLİAMI DEVLETİN AYDINLATMASI GEREKİYOR”

Koluman, katliam faillerinden ziyade katliam mağdurlarının yargılandığına da dikkat çekerek konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü:

“Katliamın 1 numaralı sanığı Ökkeş Kenger. Sonradan soy ismini ‘Şendiller’ diye değiştirerek hiçbir hukuksal işlem başlatılmadan kolunu sallayarak gezmiştir. Bu da yetmezmiş gibi ödüllendirilircesine Maraş milletvekili seçildi ve meclis kürsüsünde yer aldı. Nasıl Sivas Katliamı’ndaki doğrudan olmasa bile toplum nazarında Temel Karamollaoğlu bu işi körükleyen biri gibiyse, halen daha hiçbir şekilde parmağının olmadığını söylemesi esasında kendisini kandırmaya yönelik beyanlarıdır. Sonraki dönem nasıl Karamollaoğlu o zaman ki Refah Partisi’nden milletvekili olarak meclis kürsüsünde yer aldıysa Ökkeş Şendiller de aynı şekilde meclis kürsüsünde yerini almıştır, ödüllendirilmişlerdir. Bu gerçeklik de her daim katliam yapma konusunda sağcı faşist güruha cesaret vermiştir. Çünkü ne kadar solcu, Alevi, Kürt öldürürsek o kadar devlet nezdinde itibar görürüz! Bir zamanların başbakanı ‘Bu devlet nezdinde kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir’ demiştir.”

“MARAŞ BİR TÜR SOYKIRIM UYGULAMASIDIR”

Cafer Koluman, derin devletin her daim demokrasi hareketlerini susturmak için katliam yollarına başvurduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

“Düşünün o dönem Maraş’ın binlerce yıllık geçmişi ve birçok medeniyeti içinde barındıran bir yapısı var iken ama şu an Maraş hem dünya kamuoyunda hem Türkiye kamuoyunda özellikle Aleviler kamuoyunda ‘kötü’ olarak anılmaktadır. O dönem nüfus potansiyelinin neredeyse yarısı Alevilerden oluşmakta iken katliam sonrası birçok Maraşlının toprağını, evini barkını bırakıp Türkiye ve Avrupa’ya dağılması esasında bir insan göçü, bir soykırım uygulamasıdır. Bu nedenle hangi inanca mensup olursa olsun yurttaşlık bağıyla bağlı olan bir vatandaşın güvenliğinden devlet 1. dereceden sorumludur. O nedenle bu katliamı öncelikle devletin aydınlatması lazım. Yargı önünde hesap sorması lazım.”

“ALEVİLER HEDEF GÖSTERİLEREK İTİBARSIZLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR”

Koluman, Alevi toplumunun da mücadele etmesi gerektiğini söyleyerek “Aleviler yıllardır baskı, zulüm gördü, halen de hedef gösterilerek Aleviler itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Örgütlerinin içi boşaltılarak boş bir örgüt yaratılmaya çalışılıyor. Amaç mücadele azmini kırmak gibi bir çaba olsa bile bu tür şeyler yıldırmamalı” ifadelerini kullandı.

Cafer Koluman, toplumsal olarak Alevi toplumunun köklü değerlere sahip olduğunu belirterek şu konuşmayı yaptı:

“Biz her daim insanı merkeze koyarak Hakk’tan geldik, Hakk’a gideriz anlayışıyla hareket ederek değerlerimize sahip çıkmamız lazım. Katliam gerçeğini her zaman hafızada diri tutarak mutlaka hesap sormamız lazım.

Ne kadar kaos olursa olsun Alevileri temel değerlerinden temel yolundan uzaklaştırmamalı. Bugün Maraş’ta yaşanan neyse Kürtlere yaşatılan zulüm, katliam da aynıdır. Dolayısıyla sorunlar ortaktır o zaman çözümü de ortak bulmalıyız. Bu ülkede tüm mağdur edilen toplumlarla bir noktada ortaklaşarak üzerimizdeki bu kara dumanı dağıtabiliriz. Maraş Katliamı’nın hesabı sorulursa başka katliamların da önüne geçmiş oluruz. Maraş Katliamı’nın gerçekten hesabı verilmiş olsaydı, Sivas ve diğer katliamlar yaşanmazdı.”

PİRHA/DİYARBAKIR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz