İHD Malatya şubesi: Çocuktan işçi olmaz

0
319

İHD şube başkanı Gönül Öztürkoğlu “çocuk işçiliği, yetişkinler tarafından kurgulanan dünyada çocuklar üzerinde tahakküme ve çocuğa karşı her türlü şiddette zemin hazırlamakta; çocuğun gelişimine ve kendini gerçekleştirmesine, bugününe ve yarınına onarılması güç ve/ya imkansız sonuçlara neden olmaktadır” diyerek, 18 yaş altında olan tüm çocukların her ne ad altında olursa olsun çalışmalarını yasaklayıcı düzenlemeleri hızla hayata geçirmesini talep etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Malatya şubesi, “Çocuktan İşçi Olmaz, Çocuk Emeği Sömürüsü Önlenebilir!” başlıklı basın açıklaması yaptı.

İHD şube başkanı Gönül Öztürkoğlu “çocuk işçiliği, yetişkinler tarafından kurgulanan dünyada çocuklar üzerinde tahakküme ve çocuğa karşı her türlü şiddette zemin hazırlamakta; çocuğun gelişimine ve kendini gerçekleştirmesine, bugününe ve yarınına onarılması güç ve/ya imkansız sonuçlara neden olmaktadır” dedi.

Açıklamanın tam metni;

“ Çocuk işçiliği, yetişkinler tarafından kurgulanan dünyada çocuklar üzerinde tahakküme ve çocuğa karşı her türlü şiddette zemin hazırlamakta; çocuğun gelişimine ve kendini gerçekleştirmesine, bugününe ve yarınına onarılması güç ve/ya imkansız sonuçlara neden olmaktadır. Buna rağmen yıllardır 18 yaşın altındaki her bireyin çocuk olduğu gerçeği esnetilmekte, başta asgari çalışma yaşı gibi sorunlu bir kavram ile çocuk işçiliği meşrulaştırılmaktadır.

Uluslararası boyutta çocuk işçiliğinin aşamalı olarak sonlandırılması amacıyla Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 1992 yılında Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Programı’nı (IPEC) başlatmış, 1993 yılında Türkiye de dahil olmuştur. 18 yaş altında olan çocukların hiçbir surette çalıştırılamayacağını ön gören 182 sayılı ILO sözleşmesi En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğini önlemeye odaklanarak; “Bu Sözleşmeyi onaylayan her üye ülke acil bir sorun olarak en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliğinin yasaklanmasını ve ortadan kaldırılmasını temin edecek ivedi ve etkin önlemleri alır” şeklindeki birinci maddesi ile taraf devletlerin yükümlülüklerini tanımlamıştır.

Türkiye özelinde geçen 27 yıl sonunda soruna dair bütüncül ve hak temelli bir yaklaşımdan bahsetmek mümkün değildir. Öyle ki;

Soruna dair veriler TÜİK’in Çocuk İşgücü Anketi ile sınırlı kalmakta; söz konusu veriler kayıt dışı alanları kapsamamakta ve sınırlı alanlara işaret etmekte, ayrıca en güncel veriler 7 yıl sonra tekrarlanacak şekilde 2019 yılına ışık tutmaktadır. Verilere bakıldığında TÜİK Çocuk İşgücü Anketi’nin çalışan çocuk verilerini gizlediği anlaşılmaktadır. Gelir adaletsizliği- pek çok ailenin insani koşullarda yaşamlarını sürdürmesi için gereken ekonomik gelirden yoksun olması; eğitimin kesintili hale getirilmesi (4+4+4) ile ilkokuldan itibaren uzaktan- açıktan devam eden eğitim süreçleri milyonlarca çocuğun okul ortamlarından uzaklaşmalarına ve ucuz iş gücü olarak çalışmalarına kapı aralayan bir araca dönüşmektedir.

Üretim süreçlerinin ve üretim ilişkilerinin dağınık ve parçalı hale gelmesiyle İş Kanunu, İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da bu parçalı ve bölünmüş üretim süreçlerini daha az denetleyecek nitelikte düzenlenerek 50 den az çalışanın olduğu iş yerlerinin kısmı olarak denetlenmesi öngörülmüş; Temmuz 2017 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi beklenen 10 ve altında işçi çalıştıran işyerlerinin işçilerine iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verme zorunluluğu 1 Temmuz 2020’ye kadar ertelenerek Meslek Lisesi Öğrencileri ile İŞ-KUR üzerinden sürdürülen meslek edindirme , staj, ve işbaşı eğitimlerinin büyük oranda gerçekleştiği bu tür küçük iş yerleri tümüyle denetim dışına çıkarılmıştır.

İş yerleri çocukların bedensel, ruhsal ve psikolojik gelişimleri ile oyun ve sosyal kültürel ihtiyaçlarından uzak bir mantıkla tehlikeli, az tehlikeli ve tehlikesiz olarak sınıflandırmakta ve Çocuk İşçiliği meşrulaştırılmaktadır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 2019 yılı verilerine göre 29’u 15 yaşından küçük olmak üzere 67 çocuk çalışma ortamında hayatını kaybetmiştir. Uluslararası standartlara göre Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimi olarak tarif edilen Tarımsal faaliyetlerde görülen Çocuk İşçiliği, Türkiye’de mevsimlik olmaktan çıkmış ürün hasat dönemlerine göre her mevsimde farklı hasat bölgelerinde görülen “gezici sürekli tarım işçiliğine” dönüşmüştür.

2017/6 sayılı Başbakanlık Genelgesinin (METIP) uygulanmasında çocukların ve ailelerinin eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile insani koşullarda barınma imkanları sağlanmadığı gibi coğrafyamızda -komşu ülkelerde devam eden iç savaşlar ve çatışmalar nedeniyle Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan mülteci-sığınmacılarında çalışmak için sahaya dahil olmasıyla birlikte daha kötü koşullarda daha az ücretle çalışma giderek yaygınlaşmıştır. Pandemi sürecinde çocukların kuralsız ve güvencesiz olarak iş yaşamına dahil edilme oranlarının yükselmeye devam ettiği gözlenmiştir. Öyle ki; 2020 Mart ayından itibaren salgınla mücadele kapsamında alınan sokağa çıkma yasakları ve sağlık tedbirleri Çalışanlar ve Mevsimlik Tarım İşçileri bakımından uygulanmamış ve 4 Nisan 2020 tarihinde yayımlanan genelge ile 18 yaş altı çalışanlar da dahil seyahat izni verilmiştir.

Türkiye’de uzun yıllardır devam eden çatışmalı süreç ve güvenlik uygulamaları nedeniyle ilan edilen yayla, mera yasaklarının sürekli gündemde olması nedeniyle kırsal bölgelerde tarımsal faaliyetler ve hayvancılık ile geçimlerini sağlayan aileler; bu faaliyetlerini sürdüremez duruma geldiklerinden kentlere göç etmek zorunda kalmaktadırlar. Bunun sonucu olarak aileler bir yandan kent yaşamının gerektirdiği sosyal, kültürel uyum sorunlarıyla uğraşırken; bir yanda da ekonomik zorluklarla baş edebilmek ve geçinebilmek için çocuklarıyla birlikte kötü koşullarda çalışma yaşamına dahil olmak zorunda kalmaktadırlar. Mevsimlik Tarım İşçiliği yapan nüfusun önemli bir kesimini bu grupların oluşturduğu gözlenmektedir.

İnsan Hakları Derneği olarak tüm dünyada ve Türkiye’de Çocuk İşçiliğinin önlenebilir olduğunu, başta Çocuk Haklarına dair Sözleşme ile 182 sayılı İLO sözleşmesine taraf olan devletlere yükümlülüklerini hatırlatıyoruz! 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Gününde ulusal ve uluslararası demokratik kurum, kuruluş ve örgütleri, Çocuk İşçiliğinin tümden ortadan kaldırılması konusunda kararlı, tutarlı ve ısrarcı çalışmalar yapmaya, üretim ve tüketim süreçlerinin insani ve sürdürülebilir olması için çaba sarf etmeye, dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkan sorunların çözümünde barışçıl ve insan haklarına dayalı çalışmaya davet ediyoruz.

Türkiye’nin başlatmış olduğu Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projeleri kapsamında;

Öncelikle; Bütüncül değerlendirme yapılmasını sağlayacak ayrıştırılmış ve hak temelli veriler oluşturulmasını, Projelerin sendikalar, sivil toplum örgütleri ve hak savunucusu örgütlerin katılımıyla gözden geçirmesini,

İvedilikle; 18 yaş altında olan tüm çocukların her ne ad altında olursa olsun çalışmalarını yasaklayıcı düzenlemeleri hızla hayata geçirmesini, Gelir adaletsizliği sonucu geçim sıkıntısı çeken ailelerin insani bir yaşam için gerekli olan düzenli bir gelire sahip olabilmesi için istihdam olanakları yaratılmasını, Çalışma yaşamının tüm boyutlarıyla ve en küçük birimden başlanarak düzenli olarak denetlenmesini, Çocuk emeği sömürüsüyle mücadelede “çocuğun yüksek yararının” odakta tutulmasını TALEP EDİYORUZ! Çocuklar İçin Savaşsız Sömürüsüz Bir Dünya Yaratma Umuduyla…”

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz