MUHTAR OLMADAN DA HALKA HİZMET EDEBİLİRİZ.

0
268

Bu yerel seçimlerde, herkesin bildiği ve yaşadığı, ama önemine uygun düzeyde konuşulmayan bir durum yaşanmaktadır.  Konu, köylerde yaşanan  muhtarlık seçimleri. Özellikle bizim bölgemizde, Maraş’ta,  yakından izlediğimiz,  ama hemen her yerelde yaşanan, bu durumun temel özelliklerine, toplumda yarattığı tahribata, bu noktaya  nasıl gelindiğine ve ne yapılması gerektiğine dair görüşlerimizi halkımızla paylaşmayı önemli bir görev olarak düşünüyoruz.

Eski  yerel seçimlerde daha çok belediye başkanlıklarının konuşulması normal  olandı. Ancak bu seçimlerden, bundan önce hiç olmadığı kadar, muhtarlıklar için yarışlar yaşanmakta, tartışmalar,  gerilimler olmaktadır. Köylerde, çok yoğun bir nüfusun yaşandığı zamanlarda bile, muhtarlık  aman aman tercih edilen bir durum değildi.  Hatta bazen insanlar, muhtarlık için birilerini, rica/minnet, ikna etmek zorunda kalırlardı. Belli bir statüsü olan insanların muhtarlık için aday olduğuna ise, hiç rastlanmazdı.

Ama bugün, hemen hemen tüm köylerde çok az insanın oturduğu, hatta muhtar adaylarının  bile, esas olarak, hayatlarının büyük bir bölümünü şehirlerde geçirdiği mevcut koşullarda, otuz kırk hanelik bir köyde, iki, üç muhtar adayının çıkması normal bir durum olarak görülemez.  Çiftçi olmayan, hayvancılık yapmayan, ama  başkaca işi/mesleği, statüsü olan insanların  muhtar adaylıkları  ise hiç rastlanan bir durum değildi.    

Muhtarlıklar konusunda yaşanan  bu gelişme,  demokratik bir gelişme olsaydı elbette bizde bundan dolayı sadece  memnuniyetimizi paylaşırdık. Ancak tam tersine,  köylerimizde çok sayıda muhtar adaylarının çıkması, sağlıklı bir toplumsal gelişmenin ürünü veya sonucu değildir. Aslında sessiz sedasız ve alttan alta yaşanan bu durum, toplumda büyük bir tahribatın zemini olabilecek bir gelişmedir.

Neden  böyle düşündüğümüzü kısaca belirtelim.  Bilindiği gibi bir süreden beri muhtarlara  maaş bağlanarak ve bazı maddi  imkanlar sunularak, muhtarlık, cazip hale getirilmiştir. Böylece, köyde,  tarım ve hayvancılıkla geçinemeyen bir çok köylü için  muhtarlık maaşı, önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Aslında bu durum muhtar adaylığı için en makul, en masum ve en anlaşılır nedendir. Fakat muhtarlık seçimlerinde,  tartışmalar yaratan en önemli neden, Erdoğan’ın meşhur “muhtarlar toplantıları” ve devletin baskıcı karakterinin muhtarlar üzerinde topluma  aktarılmasıdır. Bir anlamda devlet ve Erdoğan, muhtarları  vasıtasıyla toplumu teslim almaya, topluma kendi politikalarını dayatmak için muhtarları kullanmaya çalışmaktadır.  

Erdoğan, sağladığı statü ve sunduğu olanaklarla, eskiden halka daha çok yakın olan muhtarlığı, devlet çarkının içine alarak, baskı mekanizmasının bir parçası haline getirmiştir. Bu durumu gören ve değerlendiren ve çoğunluğu Kürt ve Alevi olan muhtar adaylarımız,  hem statü sahibi olmak, hem devletin baskılarından korunmak  ve hem de  devletin sunduğu ekonomik olanaklardan yararlanmak için muhtar olmaya heveslenmektedirler.

Ancak farklı yaklaşan   ve  devletin baskıcı  mekanizmadan yararlanmak isteyen muhtar adayları da  olabilmektedirler. Zaten bu türden devletin  adaylarına karşı  tutum almak ve bunların seçilmesine fırsat vermemek için bu çalışmaya gerek görülmüştür. Çünkü iktidarı elinde tutan haramiler,  çok yönlü çalışmaktadırlar.  Devlet, halkları egemenliği altında tutmak için “zor yöntem”lerinin yanında  aynı zamanda “böl-parçala” yöntemini de çok sık kullanmaktadır.  Bu gün köylülerimizin üçe dörde bölünmesine yol açan muhtarlık seçimlerinden de “böl-parçala” yöntemi uygulanmaktadır.  Devlet ve Erdoğan, verdiği imkanlar ve sunduğu  statü ile cazipleştirdiği muhtarlıklara çok sayıda adayın çıkmasını  sağlayarak köylülerimizi bölmekte, onların birbirlerine düşman olmasına yol açmakta, çatışan taraflardan birisini destekleyerek,   köylülerimizin içinde sosyal dayanak yaratmaya çalışmaktadır.

Böylece desteklediği muhtar adayı ile hem güçlü bir destek elde edecek, hem de  köylülerimizin bir kısmını göç etmeye zorlayacaktır. Bir süre sonra ise,  köylerimizi tamamen gasp edecek, göçmenleri yerleştirerek demografik yapıyı tamamen değiştirecektir. Yaklaşan yerel seçimlerde, en azında Maraş’ın Kürt-Türk Alevi köylerinde muhtarlık için çok sayıda adayın ortaya çıkması, bu gerçekliğin açık bir kanıtıdır.

Değerli  köylülerimiz değerli halkımız, görüldüğü gibi  “Osmanlı da oyunu büyük kirli ve kanlıdır”.

O halde değerli  halkımız, biz bu oyuna gelecek miyiz?  Bizler, bunca badire atlatmış,  bunca tecrübe edinmiş bir toplum olarak, bu tuzağa düşecek miyiz?  Yarın o güzelim köylerimizde, DAİŞ çetelerinin kol gezmesine,  köylerimizi   kirletmelerine razı olabilir miyiz?  Sevgili köylülerimiz,  devletin bu oyununu bozamazsak, hangimiz muhtar olursak olalım, hiç birimize  köylerimizde rahat yaşama olanağı verilmeyecektir. Daha vahim olanı, eğer bu oyunu bozamazsak, bütün bir toplum olarak yok edilmekle karşı karşıya kalacağız. Meseleyi basit bir muhtarlık seçimi olarak görmek, büyük  yanılgı olacaktır.

Her hangi birinize, muhtar olmak çok cazip gelebilir, devletin bu konuda geliştirdiği yöntemler gözünüzü kamaştırabilir, bu cazibeye kapılarak  muhtar olmayı hayal edebilir ve  adaylığınızı koyabilirsiniz.  Ancak devletin oyunu gördükten sonra, tavrımızı değiştirmeli, birliğimizi, güvenliğimizi, topraklarımızı, dilimizi, inancımızı ve kültürümüzü  korumak için ne gerekiyorsa onu yapmanız, emin olun muhtar olmaktan çok daha değerli bir hizmet olacaktır.

Düne kadar birlikte olduğunuz, halen aynı köyde ve aynı atmosferde yaşadığınız köylüler olarak   birbirinize  düşman olmanıza  yol açacak bir muhtarlık seçimi ve yarışından uzak durmak, bugün yapılması gereken en büyük hizmettir. Unutmayalım,  bizler sadece  aynı köylüler değiliz, özellikle mevcut devlet politikalarıyla topyekun yok edilmek istenen bir toplumuz ve bu politikalara karşı hepimizin birbirimize ihtiyacı var, hepimiz birlikte olursak yaşamı ve özgürlüğü kazanabiliriz.

Sevgili halkımız değerli köylülerimiz,  tecrübelerinize ve  bu tecrübelerle edindiğiniz  güçlü reflekslerinize güveniyor, inanıyoruz. Olabildiğince hepiniz veya çoğunluğunuz, gerek kurumlarınızla ve gerekse akil insanlarınızla bir araya gelerek, bu sağlıksız durumu düzeltebilir, devletin bir toplumu yok etme planının bir parçası olan sağlıksız, düşmanlaştırıcı “muhtarlık yarışları oyununu” bozabilirsiniz.  

Sevgili muhtar adayları arkadaşlar, dostlar, sizler bir toplumu yönetmeye aday olan bireyler olarak ve genel olarak,  çok değerli ve yetenekli insanlar olduğunuz için bu toplumu yönetmeye adaysınız.   Sizlerin halkımıza, köylülerimize karşı oynanan bu oyunu görebilecek ve bozabilecek akla, ferasete, yeteneğe ve  gerekli fedakarlığı yapacak cürete  sahip olduğunuzu düşünüyoruz. Sevgili muhtar adayı dostlar,  topluma hizmet etmek sadece muhtarlık yaparak olmaz. Bazen  yapılacak herhangi bir fedakarlık,  en büyük hizmetin yerine geçer.  Bugün aday arkadaşlardan beklenen böyle bir fedakarlıktır.

Toplumumuzun değerli kurumları ve değerli “akil insanları,” bu sorunun topluma,  zarar vermesini önlemek, en çok sizin görevinizdir. Halklarımıza faydalı bir sonucun hayat bulması için, kime ne söyleyebilecekseniz, en uygun zamanda ve en uygun biçimde, söylemelisiniz. Bu görevi en iyi şekilde yapacağınıza inanıyor,  sorumluluk almanızı bekliyoruz.

 Değerli halkımız, kurumlarımız, “akil insanlarımız”, bu sorunun çözümü için, bir çok yaratıcı yöntem geliştirebilirsiniz. Mesela uygun olan yerlerde “eş başkanlık”  yöntemi değerlendirilebilinir. Bazı yerellerde bütün adaylar “köy ihtiyar heyeti”nde yer alarak,  hem köy için projelerini gerçekleştirebilirler hem de devletin oyununu bozmuş olurlar.  Bunların dışında her yerelin, her köyün özgünlüğüne uygun yöntemler geliştirilerek bu sorun, zarar vermeden  çözülebilir, çözülmelidir.

Değerli halkımız,  Maraş Girişimi olarak gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Yapabileceğimiz her hangi bir katkı olursa  geri durmayacağımız bilinmelidir.  Halklarımıza karşı sorumluluklarımıza uygun bir yerel seçim pratiği ve başarısı hepimizin için hayati önemdedir.

Bu vesile ile saygılar sunuyor, barışın, huzurun  ve halkların çıkarlarının esas alınması için gerekli  duyarlılığın gösterileceğine inanıyoruz. 

Maraş Girişimi, 10 Mart 2019

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz